1 Ağustos 2012 Çarşamba

Adet Söktürücü İlaçlar ve Bitkiler

ADET SÖKTÜRÜCÜ İLAÇLAR

Adet söktürücü diye adlandırılan ilaçlar (haplar, tabletler, iğneler) kadın hastalıkları ile ilgili en sık kullanılan ilaçlardır ve çoğu kadın en az bir kere kullanmıştır. Bu ilaçların bu kadar yaygın kullanılmasına rağmen öncelikle şunu belirtmek gerekir ki asla doktor denetimi altında olmadan kullanılmaları gereken ilaçlardır. Bunlar hormon içeren ilaçlardır ve bu nedenle doktor denetimi altında olmadan yanlış kullanımlar adet düzensizliği başta olmak üzere bir takım problemelre yol açabilirler.

Adet (regl) söktürücü ilaçlar sadece progesteron (gestagen) hormonu içeren ilaçlardır. Bazı durularda östrojen ve progesteron hormonu içeren ilaçlar da adet söktürücü olarak kullanılırlar.

Adet söktürücü ilaçlar nasıl etki eder?
Adet söktürücü ilaçların etki mekanizması kadının normal adet düzenini taklit etmesine dayanır. Kadınların adet döngülerinin ilk yarısında östrojen hormonu, ikinci yarısında progesteron hormonu baskındır. İkinci yarıda artan bu progesteron hormonunun azalması (progesteron çekilmesi) sonucunda adet kanaması başlar. adet söktürücü ilaçlar da aynen bu durumu taklit eder, önce progesteron verilir daha sonra ilaç kesildiğinde progesteron azalır ve kanama olur. Adet kanaması genellikle ilaç kesildikten 3-5 gün sonra başlar. Bazen 1 hafta - 10 günü bulabilir adetin başlaması.

Adet söktürücü ilaçlar kullanılırken hamilelik şüphesinin kesinlikle olmaması gerekir çünkü bu ilaçların çoğu hamilelik sırasında kullanılmayan ilaçlardır. Bazı progesteron içeren ilaçlar hem adet söktürücü olarak hem de gebelik de bazı durumların tedavisinde kullanılırlar.

Sonuç olarak adet söktürücü ilaçlar diğer ilaçlar gibi asla doktor kontrolü altında olmadan kullanılmamalıdır, bunların kullanım zamanı ve dozu önemlidir. Her adet gecikmesi adet söktürücü kullanılmasını gerektirmez. Bazı adet gecikmelerinde başka ilaçların kullanılması gerekebilir ve adet söktürücü ilaçlar bu durumda faydadan çok zarar getirebilir.

Adet Gecikmesi


Adet gecikmesi nedir?
Adet gecikmesi, adet kanamasının beklenen tarihinde olmaması durumudur. Adet gecikmeleri tıbbi literatürde "amenore" olarak geçer.

Halk arasında da adet görememe veya adet olamama gibi terimlerle ifade edilir.

Kadının adet dönemi nasıl adlandırılır?
Tıbbi terminolojide kadınlarda adet yerine regl, mens, menses, siklus, periyod gibi terimler kullanılır. Halk arasında ise adetler ay hali, renkli olmak gibi terimlerle anılmaktadır.

Adetlerin seyrekleşmesi ne demektir?
Adetlerin her ay gecikerek daha seyrekleşmesi durumuna ise "oligomenore" adı verilir. Normal bir kadında bir adet dönemi 21 ile 35 günler arasıdır.  Yani adetlerin 35 günden daha uzun sürede görülmesi (oligomenore) normal olarak kabul edilmez. 

Fizyolojik (doğal) amenore nedir?
Kadınlarda bazı dönemlerde normal olarak adet görmeme durumları da bulunmaktadır. Bu adet olamama durumlarına "Fizyolojik amenore" adı verilir.
Fiyolojik amenore;
 Ergenlik (puberte, bluğ çağ) öncesi
 Hamilelik  
 Emzirme (laktasyon)
Menopoz dönemleridir.  Bu dönemlerde adet görmemenin sebebi ovulasyon yani yumurtlama durumunun olmamasıdır.

Adet gecikmelerinde ilk ne düşünülmelidir?
Normal adet gören bir kadında adet kanamasının gecikmesi durumunda ilk önce gebelik olasılığı akla gelmelidir. Adeti gecikmiş olan kadının hamile olmadığı ispatlandıktan sonra adet gecikmesine neden olabilecek diğer faktörler araştırılır.

Gebelik harici adet gecikmeleri nelere bağlıdır?
Gebelik harici adet gecikmesinin pek çok organik nedeni olabilir. Bunlar:
  Hormonal faktörler, (hiperprolaktinemi, tiroid hastalıkları)
  Üreme organları ile ilgili problemler, 
  Ağır stres, (iş veya sınav, okul stresi gibi)
  Anoreksi nevroza (yemek yememe bozukluğu), 
  Ağır egzersizler, (bale, atletizm, ağır sporlar)
  Beyin tümörleri, 
  Kürtaj sonrası rahim içi yapışıklıklar (Asherman sendromu) 
  Polikistik Over Sendromu (PCOS), 
  Aşırı zayıflık, 
  Dengesiz beslenme adet gecikmesine neden olabilir.

Adet kanaması, vücutta bulunan işlevleri birbirinden farklı hormon salgılayan bir çok salgı bezinin uyum içinde çalışması sonucunda olur. Bu salgı bezlerindeki herhangi bir düzensizlik kendisini adet gecikmesi ile gösterebilir. 

Tiroid bezinin fazla veya az çalışması (hipertroidi/hipotroidi) durumunda veya prolaktin hormonu yüksekliğine (hiperprolaktinemi) neden olan hipofiz bezi hastalıklarında ilk şikayet yine adet gecikmesi olabilir.

Adet kanaması olayı rahim içi zarının dökülmesidir. Bunun için rahim içi zarının yeterli kalınlığa ulaşması gereklidir. Daha önceden geçirilmiş rahim içi girişimler ve özellikle de kürtaj işlemi rahim içi dokuyu zedeleyebilir. Böyle durumlarda da daha sonraki dönemde adet kanaması olmayabilir.

Ağır fiziksel egzersizler yapan kadınlarda adet gecikmesi sıklıkla izlenir. Bu duruma en iyi örnek sporcular ve balerinlerdir. 

Yoğun stres, ağır diyet sonrası belirgin kilo verme veya çevre değişiklikleri de hormonal dengesizliklere ve adet gecikmelerine neden olabilir.

Polikistik over sendromunda da ilk adetten bu yana adet gecikmeleri vardır. Bu hastalıkta adet gecikmelerini takiben oluşan yoğun ve düzensiz kanamalar vardır.

Yinelemekte fayda vardır ki; adet gecikmesi olan normal üreme çağındaki bir hastada ilk yapılması gereken şey "gebelik testi"dir. Gebelik olmadığı tespit edildikten sonra adet gecikmesine neden olan durumla ilgili ayrıntılı muayene ve laboratuar tetkiklerine geçilir. 

Adet gecikmelerinde yapılan ultrasonlarda rahimin duruş pozisyonu ile adet kanamasını sağlayan rahim iç zarının kalınlığı ölçülerek tespit edilir. Daha sonra laboratuar analizi ile çeşitli salgı bezlerinden salgılanan hormon düzeyleri tespit edilir. Herhangi bir hormon bozukluğu saptanmışsa ona yönelik tedavi düzenlenir. 

Hormon bozukluklarından biri de hipofizden salgılanan prolaktin hormonunun yüksekliğidir. Normalde bu hormon özellikle emzirme döneminde salgılanmaktadır. Hiperprolaktinemisi olan kadınlarda adet gecikmesi ve göğüslerden süt gelmesi yakınması vardır.

Prolaktin hormonu eğer çok yüksek ise hipofiz bezi tomografi ve MR gibi yöntemlerle görüntülenmeli, hipofizde adenom (iyi huylu bir tümör) olup olmadığı araştırmalıdır.

Çoğu durumda adet gecikmesine neden olan bariz bir hastalık yoktur. Böyle durumlarda da kadının adet görmesini sağlayacak ve kendisi için gerekli hormon desteğini sağlayan ilaçları kullanması önerilmektedir.